SON DAKİKA

Değerler Eğitimi

Değerler Eğitimi

Doğan Cüceloğlu bir seminerinde yere bir parça ekmek koymuş ve “Bu ekmeğe basabilecek birisi var mı?” diye sormuş salondakilere.

Hiç ses çıkmamış tabii. “Sahneye gelip bu ekmek parçasına basana 100 dolar vereceğim” diye devam etmiş.

Salondan yine çıt yok…

Fiyatı artırarak 5.000 dolara kadar getirmiş.

20E116A8-AC03-4989-A915-19776336EE78

Bu sırada salonda bulunanlardan birisi,

─ Hocam, istersen 500 bin dolar ver, yine bize o ekmeği çiğnetemezsin, boşuna uğraşma! demiş.

Doğan Hocam da, “İşte değerler eğitimi budur” diye noktayı koymuş…

Para vererek ekmek çiğnetebileceğiniz insan sayısı yok denecek kadar azken, bedavaya yalan söyleyen, dedikodu yapan insanların bu kadar çok olması biraz garip değil mi?

Acaba yalan söyleme konusunda bu kadar hassas olamaz mıydık?

Veya herhangi bir toplulukta birisi gıybet etmeye başladığında herkes tepki veremez miydi?

Yere düşen ekmeği çiğnememek için duyduğumuz hassasiyet, yerlerde sürünen bazı değerlerimiz çiğnenirken niçin kendini göstermiyor acaba?

Üstün Dökmen

Kaynak: www.muhendisbeyinler.net

Başlıklar: , ,

Yorumlar

Henüz hiç yorum yapılmamış.

Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapın.

SİZİN İÇİN ÖNERİLİYOR

03 Nisan 2022, 23:24

BUYRUN CENAZE YEMEĞİNE!

Geçen gün bir facebook grubuna denk geldim. Bildiğin cenazelerin, mevlütlerin ev adreslerini paylaşıyorlar. Gidip orada beleş yemek yiyorlar. Bu beleşçilikte kaçıncı seviye arkadaş? N*krofilinin bir alt seviyesi.

Zaten en saçma törelerimizden birisi bu cenaze yemekleri. Twitter’da yazmış kızın birisi. “Babam öldüğü gün mutfakta tuz arattılar” diye. Yemeklerin tuzu az olmuş. Kızın babası ölmüş kadının kocası ölmüş ağlıyorlar, koca koca adamların gözleri kapıda: “lan yemek ne zaman gelecek aceba ya, pide mi gelecek yoğsam helva mı gelecek ne gelecek yia”.Ya arkadaş insanlar orada oturmuş mevlüt okuyor, dua ediyolar akabinde işte “Rahmetliyi…” “Yaaa siktiret rahmetliyi, pideler nirde kaldı yia”. B*k ye ş*refsiz! Orda kızı üzülüyor, annesi üzülüyor, senin derdini öpeyim ben.

Ben ama vasiyet ettim. Öldükten sonra cenazeme gelenleri Nusr-et’e götürecekler. Akraba, konu komşu kim gelirse herkesi Nusret’e götürecekler. Güzelce doyursunlar karınlarını. Adam başı bir buçuk porsiyon Hardal Soslu Dallas Steak! Orada yerlerse daha güzel dua ederler. Düşünsene bir elinde kürdan, öbür eliyle karnına vurup, akabinde eller semaya kaldırıp “Yaaa Allah rahmet etsin çok iyi insandı.” dedirtmek var bir de evde helva pide verip: “Yiaaammm Allah rihmit itsin mmm hilvi pidi ni yii..” Aynı olmaz yani dualar. Bakarsın öbür dünyada kimin duasının kurtaracağı belli mi olur!? Hem eşim ve çocuğum için de iyi olur. “Lan biz bu hesabı nasıl ödeyeceğiz?” diye bir nebze olsun öldüğümü unuturlar, acıları hafifler.

Aslında Nusret için de güzel bi pazarlama yöntemi. Düşünsüne tüm cenazelerden sonra yemeğe Nusret’e gidildiğini. Steak House’lar için gerçekten güzel pazarlama yöntemi. Gitmişsin cenazede böyle meftayı yatırmışlar kefenle, beyaz, arkasında Nusret, Nusret’in iki yanlarda meftanın yakınları, akrabaları vs. herkes eliyle meftaya toprak ekerken böyle, şılak bi selfie, at instagrama, kaydırıyorsun yana ikinci fotoğrafta Nusret Steak House’da, altta  bir de etiket çak: #Cenaze challenge! Akım haline gelir bu. Bence bi düşünün bunu.

Devamını Görüntüle